NEJAT SAYMAN
Efes evinde bir başka oynuyor
Efes evinde bir başka oynuyor
Euroleague çift maç haftasının 2. Maçında Anadolu Efes kendi evinde (Palau Blaugrana) konuk ettiği Barcelona’yı son bölümde zorlansa da iyi bir oyun ile yendi ve kötü gidişe DUR dedi. Son yıllarda Barcelona salonunu adeta kendi evine çeviren Efes bu salonda misafir değil ev sahibi olduğunu bir kez daha gösterdi.
Maça 9-0’lık seri ile başlayan Efes Micic ve Larkin’in üçlükleriyle aslında maçın genelinde Barça’ya hiç yaşam şansı vermedi. Buna karşın hücumda üçlükleri sokamadıkça daha da zorlayan İspanyol ekibi 10/1 atmasına rağmen ısrarını sürdürünce savunmada enerji harcamasına bile gerek kalmayan Efes,temponun yükselmesine de engel olunca sezonun en rahat maçlarından birini oynayacağının sinyallerini verdi. Oyunu Joystick ile yönettiğini sanan Saras ise gerçek hayat ile bağlarını ilk periyot zaten koparmıştı. Efes sahaya çok sakin çıkıp sadece işine bakınca başka bir motivasyon ile oynadı. Herkes sadece işini yaptı.
İlk yarıyı 39-28 önde tamamlayan Efes kazandığı özgüven ile 2. yarıya da hazırdı. Nitekim Barcelona’nın baskılı savunması ve ilk yarıya göre daha olumlu Basketbolunu her seferinde cezalandırdı. LARKİNG müthiş üçlükler sokarken diğer oyuncularda rahattı. Beklenenden çok daha fazla içeri top indi ve çember altı sayısı da tatmin edici boyuta geldi. Efes savunmada da sert oynayıp boyalı alan şansını Barça’ya vermedi. Üçlüklerdeki ısrarı bitmeyen Barça 18 sayıya çıkan farkı Higgins’in cılız hamleleri ile eritmeye çalışsa da sonuç alamadı. Abrines’in saçmalıklarına göz yuman Saras, Kuric’i kullanmadı bile. Mirotic-Sertac-Vesely üçlüsü ise oyun aklından tamamen uzak bir görüntü verdi. Satoransky’nin yokluğunda oyun kurucu bölgesi çok zayıf kalan Barça Larkin ve Micic’in gösterisini hayranlıkla izledi. Clyburn tepeden birebirler ile savunmayı hırpaladı. M’Baye dışarıdan üçlükleri buldu. Seyirci ve Saras şok oldu.
Buraya kadar her şey harika. Bitime yaklaşık 5.30 dakika var. Sonra ne mi oldu? Sonra çok acaip şeyler oldu. Efes durdu resmen. Top kayıpları ve geri koşu zafiyetleri başladı. Boyalı alanı çok zorlayan Barcelona içeri kapanan Efes’i Oscar Da Silva’nın üst üste üçlükleri ile dağıtmaya başladı. Sonra Higgins devreye girip üçlükler buldu. Ataman’ın molası Barça’nın hızını kesemedi ve fark 3 sayıya kadar düştü. İnanın maçın buraya nasıl geldiğini bende anlamadım. Anlamsız gözlerle son 2 dakikayı izledim. 3 sayı fark varken Abrines yarı saha ihlali yapınca, sonunda Efes farkı 5 sayıya çıkarıp rahatladı. Higgins’in üçlüğü sonrası taktik faullerde hata yapmayan Efes Barcelona’yı evinde bir kez daha yenmiş oldu. Barça’nın gerçek oyun kurucu olmadan oynayabilecek bir kadro olmadığı da ortaya çıktı. Jokubaitis üzerindeki baskı ile zaman zaman ne yapacağını şaşırdı. Laprovittola ise oyunda neredeyse hiç yoktu. Jasikevicius maçın tansiyonunu kaldıramazken Ataman ilk kez çok sakin olunca Efes 2 adım öne geçmişti bile.
Efes’te tüm oyuncular elinden gelenin en iyisini yaparken Micic-Larkin A.Ş. yine fark yarattılar. Clyburn bu kez bire birlerde çok etkili olamasa da kritik yerlerdeki dokunuşları ile farkını belli etti. Singleton ve M’Baye çok yararlı oynadı. Tibor ise eski günlerden kesitler sundu. Bu galibiyet Efes’i soluklandırdı ama artık hata payının azaldığı bir döneme girdik. Anlamsız yenilgilere son verip önce ilk sekizi garantilemek ve sonrada rakibi seçmek gerek. Bence yılın en iyi Basketbolu oldu Efes için. En etkileyici olan ise maçı 37 riband ile tamamlamaları oldu. Micic hiç top kaybı yapmadı ve üçlük yüzdesi 46.7 oldu. Daha iyisi bir daha zor bulunur. Tebrikler Efes…